JİNEKOLOJİDE ENDOSKOPİ

Endoskopi; vücut içerisindeki boşluklara, özel optik kamera sistemleriyle girilerek yapılan görüntülü operasyonlardır.

Jinekolojide endoskopik işlemler üç ana başlık altında toplanabilir.

1 Laparoskopi
2 Histeroskopi
3 Transvajinal Hydro Laparoskopi

LAPAROSKOPİ

Laparoskopi; batın içerisine (abdominal cavity) CO2 gazı verilerek, optik bir alet ve kamera sistemiyle yapılan cerrahi işlemlerdir.

Biz, bugün için Jinekolojik operasyonların, %95'ini laparoskopi ile yapabilmekteyiz. Bu hastalıklar; uterus (rahim), tuba problemleri, yumurtalık problemleri, idrar torbası sarkmaları, idrar kaçırma problemleri ve çikolata kistlerinin operasyonlarıdır.

Laparoskopik Cerrahi neden Açık Cerrahinin yerini almaya başlamıştır?

1- Çok küçük deliklerden işlemler gerçekleştiğinden, işlem ciltte estetik açıdan rahatsızlık vermemektedir. Örneğin; histerektomi (rahimin alınması), açık cerrahide yaklaşık 15cm'lik kesi gerektirirken, laparoskopide bu işlem üç tane 0,5cm, bir tane 1cm'lik kesi ile yapılabilmektedir.

2- Kesiler çok küçük olduğu için, ağrı açık cerrahiye göre son derece az olmaktadır. Çok az ağrı kesici ihtiyacı duyulmaktadır.

3- Hastaların ameliyat sonrası, hastanede kalış süreleri çok kısalmaktadır. Örneğin; rahim alınması (histerektomi) ameliyatı,giriş, ameliyat ve taburcu ediliş süresi 1 gün iken, açık cerrahide bu süre 3-5 günü bulmaktadır.

4- Hastanın Laparoskopik işlemden sonra, iyileşme ve işe dönüş süresi yaklaşık bir hafta iken, açık cerrahide 6-7 haftayı bulabilmektedir. Bu da ciddi bir iş gücü kaybıdır.

5- Laparoskopide batın içinde ameliyat sonrası, karın zarı yapışıklıkları yaklaşık olarak %16 civarındayken, açık cerrahide bu oran %96 civarındadır. İlerde gebelik beklentisi olan hastalarda bu son derece önemli bir konudur. Çünkü bu yapışıklıklar tüplerin tıkanmasına yada sağlıklı çalışmasına engel olup, ilerde kısırlık meydana getirebilmektedir. Bu yapışıklıkların açılmasındaki en iyi yöntem Laparoskopi yöntemidir.

6- Laparoskopide batın içerisine girilen optikle, karın içerisindeki görülmesi en zor olan yerler bile rahatlıkla görülebilmekte, incelenebilmekte ve işlemler yapılabilmektedir. Halbuki, açık cerrahide ismiyle tam zıddı olarak sadece açılan yerin altındaki dokularda işlemler yapılabilmektedir. Bu da cerrahın sınırlı işlemler yapmasına neden olmaktadır.

Laparoskopik cerrahi kimlerde uygulanmaz?

Laparoskopik cerrahi; ileri evre kanserlerde, ağır kalp hastalıklarında uygulanmamalıdır.
Hasta önceden açık batın ameliyatı olmuş olsa bile, sonrasında laparoskopik teknikle ameliyat yapılabilmesi imkanına sahiptir.

Laparoskopik işlemleri temel alarak geliştirilen robotik cerrahi, laparoskopik lazer cerrahisi uygulanarak yapılan kapalı ameliyat teknikleri de vardır. bu tekniklerin kendine göre getirdiği ameliyat avantajları vardır. Bunlar maliyeti yüksek yöntemlerdir.

Yanlız burada şunu vurgulamadan geçmemek lazım; Laparoskopik Cerrahide sistemi kurmak için, sacayağını kurmak gereklidir.

Yani sistemin en önemli unsurları; tecrübeli hekim, eksiksiz alet ve edevat ve ekip işin olmazsa olmazlarıdır.

Yapılan araştırmalara ve gözlemlere göre

tecrübeli olabilmek için kişinin becerisine bağlı olarak 4 ila 7 yıl haftada en az 2 veya 3 orta veya ileri düzeyde operasyonlara girerek, tolere edilebilir komplikasyon düzeyine gelinir. Aksi halde gerekli tecrübenin kazanılmadan laparoskopik cerrahi uygulanmasının; hekimin kendisine, hastasına, sisteme ve bu işi yapan tecrübeli hekimlere de zarar vereceği kaçınılmazdır.

HİSTEROSKOPİ

Yine optik ve buna bağlı kamera aracılığıyla, vajenden girilerek rahim kanalının ve rahim içerisinin incelenmesi yöntemidir.

İşlemin derecesine göre; anestezi verilmeden veya lokal anestezi ile yada genel anestezi altında yapılmaktadır.

İşlem amaca göre 5 ile 30 dk. sürmektedir.

Örneğin tanısal amaçlı ise süre 5 dakikayı geçmemektedir.

Çoğu kez anestezi gerektirmez.İşlemlerin %90'ı ofis koşullarında yapılır.

Histeroskopi ile ne tür işlemler yapılabilmektedir?

1Rahim içine kaçan ipi görülmeyen spirallerin çıkarılması.

2İnfertilitede (kısırlıkta) tekrarlayan düşüklerin araştırılması, başarısız tüp bebeklerin araştırılmasında.

3Rahim içi yapışıklıkların teşhis ve tedavisinde.

4Anormal HSG veya ultrason bulgusunu tanımlayabilmek.

5Endometrium kanserlerinin erken teşhisinde son derece yararlıdır.

6Aşırı kanamalara yol açan miyomların ve poliplerin teşhis ve tedavisinde.

7Doğuştan rahim içi anomalilerinin teşhis ve tedavisinde (septum, arkuatus vb.).

Bu konuyu biraz daha açmakta yarar görüyorum; düzensiz kanamayla (spotting, lekelenme tarzında ) kliniğe başvuran hastaya hekimin ultrasondan sonra önerdiği işlem probe küretajdır. Probe küretaj, körlemesine yapılan bir işlemdir. Sensitivitesi %40'lar civarındadır. Bu şu demektir; küretaj marifetiyle aldığınız parça, tahlil için patolojiye gönderildiğinde patoloji doktorunun hakkıyla bakabilmesi için 1cm3 dokudan 40 preparat çıkartması gerekmektedir. Bu da pratikte mümkün değildir. Ortalama 5 cm3 bir dokudan tetkik için 200 preparat gereklidir. Halbuki işlem böyle olmamaktadır. Gönderilen parçalardan 5-6 tane gelişigüzel seçilmiş preparat hazırlanır ve bunlar incelenir. Şayet kanser dokusu başlangıç aşamasında ve çok küçük ve cornuda ise hekim teknik olarak parçayı alamayabilir. Dolayısıyla patolog da kanser dokusunu göremeyecektir. Yani yapılan işleme rağmen kanser teşhisi konamayacaktır. İkinci ihtimal ise kanser dokusunu alsak bile patolog denk getiremezse yine teşhis konamayacaktır ve hastalık ilerleyecektir.

Histeroskopide ise direkt gözlem söz konusu olduğu için; alışkın bir göz, çok küçük patolojik bir dokuyu rahim içi boşluğunda rahatlıkla tespit edebilir ve direkt parça alabilir. Teşhisi konur ve tedavisi yapılır. Teşhis % 98-%99 civarındadır. SEE & TREAT yöntemi.

Jinekoloji

Geçmişte rahim içerisinde yer alan, (submüköz myomlar)' ın tedavisinde hasta doğum yapmamış bile olsa kanamayı kesebilmek için rahim alınması işlemine kadar gidilebiliniyordu. Bu gün için histereskopi sayesinde bu işlemler artık tarih olmuştur. Histeroskopik tedavide hiperplazik endometriumlarda(rahim iç tabakasının kalınlaşması) rahim alınmadan sadece o tabakanın alınmasıyla tedavi mümkün olabilmektedir. Tubaların giriş kısmının kapalı olması da keza histereskopi yöntemiyle açılabilmektedir. Aile planlaması isteyen çiftlerde de tuba girişleri Essure yöntemi ile başarılı olarak kapatılabilinmektedir. İşlem esnasında çoğu kez anestezi gerektirmez.

Jinekoloji

Kanaatim odur ki, nasıl ki ultrasound bugün muayenelerimizde vazgeçilmez bir alet olmuştur, histeroskopi de ilerde vazgeçilmez bir enstruman olacaktır.

Jinekoloji

TRANSVAGİNAL
HYDROLAPAROSCOPY

Özel dizayn edilmiş optik ve kamera sistemi ile vajenden douglasa girilip yaklaşık 200-300cc. izotonik verilerek pelvis boşluğundaki genital organların gözlemlenmesi prensibine dayanır. Lokal anestezi ile yapılır.

Kısırlık teşhisinde önemi olan endoskopik işlemlerden birisidir. Aynı seansta tüplerin açık veya kapalı olduğunu anlayabilmek için boya testi de yapılır. Günümüzde pelvisteki film tarzındaki micro adezyonların açılmasında ve policystic over sendromunun tedavilerinden birisi olan drilling işlemi bu teknikle de artık yapılmaktadır.

Bu Yöntem Türkiye'de ilk defa 1999 yılında tarafımdan yapılmıştır.

Jinekoloji

Bütün bu yukarıdaki işlemlerin ışığında, jinekolojik endoskopinin zaman geçtikçe ne kadar önemli bir yer tuttuğu açıkça görülmektedir. Bu gün bilgi o kadar hızlı değişmektedir ki bu süreç yaklaşık 3 yılda bir olmaktadır. Teknolojinin bu denli hızlı ilerleyişi geçmişte yaptığımız birçok açık ameliyatları, bizlere unutturacak hale getirmiştir. Bizleri endoskopi yapmaya iten nedenlerin başında hasta memnuniyeti ve mutluluğu gelmektedir. İNSAN mutluluğu devam ettiği müddetçe de endoskopik işlemler daha aranır hale gelmektedir.

Jinekoloji Jinekoloji